Yeniden Markalama Türkiye’de Son Çare
Sağlam bir strateji ile kurulmuş markalar özünden kopmadan güncel kalmayı sağlayabiliyor. Yeniden markalama ülkemizde son çare olarak uygulanıyor. Dijitale ayak uydurun, hedef kitlenizi dinleyin, hem satışlarda hem de kalplerde büyüyün.
Marka olmak; sorgulama gerektirir, ne yapıyoruz, kimlere hizmet veriyoruz, 5 yıl önce hedef kitlemiz hala bizimle ilgileniyor mu? Artık ne kadar hitap edebiliyoruz? v.b. sorular sormak ve ona göre hamleler yapmak gerektirir.
En çok aldığım soru şu “Biz nerede yanlış yapıyoruz?” sorusu. Yukarıda ki soruları sordun mu kendine. Bir markayı yıldızlaştıran da veya batıran en önemli kriter sadakattir. Bu sadakati korumanın en önemli yollarından biri hedef kitleni çok iyi tanımak. Mesela bir markamız için çalışmadan önce brief formu gönderdim. Hedef kitlenizi tanımlar mısınız sorusuna 18-30 yaş denilmiş, markayı incelemeye başladığımızda yola çıktığında evet bu hedef kitle için yapılan pazarlama taktikleri işe yaramış ve bir yere kadar gelmişler fakat aradan 5 yıl gibi bir zaman geçince 18 yaşındaki bir genç artık 23 yaşına gelmiş ve siz onlara hala 18 yaşındaymış gibi davranıyorsunuz. 5 yıl önceki 18 yaşında olan bir kitle ile 2020 yılında ki 18 yaşında hedef kitlenin ilgi odağı çok farklı değil midir?
Yeniden markalama, bir işletmenin stratejileri doğrultusunda geleceği öngörerek kendine yeni bir kimlik kazanması diyebiliriz. Bu günlerde dijitalin önemi gittikçe yerini daha fazla sağlamlaştırıyor. Yeni dünya düzenine gerektiği gibi ayak uydurabiliyor musunuz? Söylemleriniz, logonuz, dijital dünyadaki varlığınız şirketi gelecek hedefleriyle örtüşmüyorsa yeniden markalama zamanı çoktan gelmiş, geçiyor demektir.
Yalnız şunu söylemeden geçemeyeceğim, markalarımız sürekli yeni fikirler ve kurumsal yenilik yapmak istiyor, ajans yeni fikirler ve kurumsal bir söylem, bir strateji çiziyor burada bir sorun görünmüyor. Ama maalesef marka tarafında bu çizgiye bağlılık en fazla 6 saat sürüyor evet gerçekten 6 saat. Sonra marka dönüp diyor ki hiç başarılı olmadı. Neden acaba…
Hatırlar mısınız bilmiyorum ama geçtiğimiz yıllarda IKEA, logosunu güncelledi, uzaktan baktığınızda bu yenliği görmeniz neredeyse imkansız. Ne renk, ne de font değişikliğine gidildi. Bu değişiklik Seventy Agency’nin akıllı bir hamlesiyle şu şekilde yapıldı. Altın oran stratejisi ile her harfin daha geniş bir form kazandığı güncelleme doğrultusunda dijital ortamlardaki okunabilirliği artıran marka, marka kimliğinden ödün vermeden dijital ekranlarda daha iyi görünür hale gelmeyi başardı.
Onlar çok büyük markalar benim öyle bir bütçem yok!
Bununla birlikte ciddi bir yeniliğe giden MasterCard’ı hatırlıyorsunuz değil mi? Peki GoDaddy, Reebok, Volkswagen v.b. markaları, şimdi ben şunu sorarım bizim markalarımıza. Uluslararası markalar yeniden markalama çalışmalarıyla dijital dönemin dinamiklerine cevap vermek için ciddi bir yatırımın içine girmeye karar vermişken sizler neden hala göremiyorsunuz. Ayrıca sizin yenilenmeniz maliyet açısından uluslararası markalar ile aynı mı olacaktır.
* Unutmamanız gereken bir nokta da şu yeniden markalama sadece logo tarafında değil, strateji ile birlikte yapılmalıdır.
Stratejistler, marka yenileme stratejisi şirketler için makyaj ise yeniden markalamanın (rebranding) plastik cerrahi işlem olduğunu söylüyorlar. Yeniden markalama, pazarlama bütçelerinin en fazla %15 i, logo güncelleme sadece %5’ine tekabül ediyor.
Daha yeni güncellenen BMW logosunu gördük ve bazılarımız beğendi bazılarımız ise eleştirdi. Ama bu durumu markalar şu şekilde açıklıyor, bu şekilde değişikliğe gitmemizin en büyük sebebi dijital dostu bir marka olma amacı.
Yapacağınız ufak değişiklikler ve yeni stratejiler ile markanıza güç katar ve sürekli gelişen hedef kitlenize ayak uydurursunuz…
Elbette tercih sizin.