fbpx
Marka

Logo = Marka Değildir

Logo eşittir marka değildir! Evet biraz sert bir giriş oldu ama altında o kadar çok detaylar var ki… Yalnızca bir işletme/girişimci sahibi gerçek bir marka yaratabilir ve birçok cephede uzun vadeli, uyumlu bir çaba gerektirir.

Çoğu genç stajyer grafik tasarımcıdan duyduğum bir şey var, logo tasarımı veya kurumsal kimlik tasarımı yapacağı sırada “Bu şirket için yeni bir marka yaratacağız” der. O kadar basit olsa keşke.

Bir marka yaratmayacak, bir marka kimliği yaratacak. Arada kocaman bir fark var.

Öyleyse markanın tanımını kesin olarak anlayalım ve herkesin logo ile marka arasındaki farkı bildiğinden emin olalım.

Bir logo, bir marka kimliği projesinin yalnızca bir unsurudur ve bir marka kimliği projesi, genel bir markalaşma sürecinin küçük bir parçasıdır. Sürece yeterince bağlı kalırsanız, potansiyel müşterilerinizin kafasında bir marka yaratabilirsiniz.

Eksiksiz bir marka kimliği projesi tipik olarak, tasarım çalışmasını yönlendiren temel marka konseptlerini açıklayan bir strateji belgesi içerir. Oradan, şirketin pazarlama materyalleri için yazı tiplerini, renkleri ve görsel dili belirleyen bir marka adı, logo işareti, etiket ve grafik standartları sunulur.

Çok sayıda hareketli parçası olan değerli bir hizmettir, ancak bir “Marka” anlamına gelmez.

İyi yapılırsa marka kimliğiniz, markanızın doğru ve çekici bir grafik yansımasıdır. Ancak bir logo ile marka arasındaki farkı anlamak istiyorsanız daha derinlemesine bakmanız gerekir.

Marka kimliği, buzdağının ucunun sadece görünen kısmıdır…

Evet yine buzdağı dediğinizi duydum ama en iyi özetleyen görsel çekiçlerden biridir.

“Marka”, yüzeyin üstünde ve altında her şeydir.”

Yüzeyin altındaki muazzam kütle, insanların yüzeyde gördükleri tasarım çalışmasından bin kat daha büyük ve daha önemlidir.

İş hayatında yaptığınız her şey markalaşmaktır. Beğen ya da beğenme, hepsi önemli… Seçtiğiniz kelimeler. Gösterdiğiniz görüntüler. Yaptığınız sosyal medya gönderileri. Önem verdiğiniz değerler. Seçtiğiniz çalışan kişiler.

Tüm bu parçaların toplamı “Marka“dır.

Örneğin Nike’ı ele alalım. Swoosh (spor ayakkabı ve giyim imalatçısı Nike’ın logosuna verilen isimdir), dünyanın en tanınmış logolarından biridir, ancak Nike markası bundan çok daha derine iner.

Reklamdan daha derin. Nike onaylı süper yıldız koleksiyonundan daha derin. Nike’ın üretim uygulamalarından veya ürünlerin kendisinden daha derin.

Nike markası, tüketicinin zihninde tutulan psikolojik bir kavramdır. Oldukça basit, bu bir fikir. Her türlü bağlantılı görüntü, duygu, ürün, kelime, ses, koku, olay, insan, yer, politika, fikir ve hatta siyaset içeren bir fikir. Daha derinlere inmek istiyorsanız Marka & Peugeot Efsanesi içeriği tam sizin içinidir.

Bence Nike’ın kavramsallaştırılması, daha 6 yaşında ki oğlumun zihnindeki Nike fikrinden çok farklı.

Tüketicinin markanız hakkındaki fikri çok daha önemlidir. Onların algıları – markanız hakkında kendilerine anlattıkları hikaye – kişisel deneyim, ağızdan ağza reklamlara, sosyal medyada veya herhangi bir yerde maruz kaldıkları hikayelere dayanmaktadır.

İşin püf noktası bu iki dünyayı bir araya getirmektir. İşletme sahibinin istek uyandıran zihniyetini, müşteri deneyiminin gerçekleriyle ve modern pazarın talepleriyle birleştirir.

Bu da beni başka bir terime götürüyor: “Marka bilinci oluşturma.”

Harika bir marka oluşturmak için iyi bir tasarım çalışmasından çok daha fazlasını yapmalısınız.

Marka, psikolojik kavramı etkileyen şirket içinde yapılan her şeydir.

Bir logo sanatsaldır. Bir marka bütünseldir.

Ürünü yeniden tasarlarsanız, bu markalaşmadır. Ürünü daha hızlı pazara sunacak yeni bir üretim süreci tasarlarsanız, bu markalaşmadır. Doğru insanlardan oluşan ekibi, doğru lokasyonu, doğru distribütörleri, doğru sponsorlukları seçmek… bunların hepsi markanız üzerinde bir etkiye sahiptir.

Sadece bu değil, markanızı etkileyecek, kontrol edemeyeceğiniz dış olaylar da var. Under Armour gibi yeni rakipler Nike’ın markasını etkiliyor. Personel değişiklikleri, politik olaylar, uluslararası pandemi süreçleri, taban hareketleri, markaya yardım edebilir veya zarar verebilir.

Gördüğünüz gibi markalaşma, grafik tasarımcıların özel alanı değildir. Pazarlama departmanının bile özel alanı değildir.

Harika tasarımcılarla çalışmayı seviyorum. Masaya bir brief getirdiğimde ve tasarımcı onu gerçekten çok iyi uyguladığında, kesinlikle etkili gibi bir hale geliyor. Ancak grafik tasarımcı ve marka kimliği, müşteri için markalaşma denkleminin sadece küçük bileşenleridir.

Markanın tanımı ve markalaşma serüveni hakkında daha fazla bilgi istiyorsanız, bu içeriklere göz atmanızı tavsiye ederim

Haldun Yıldız

13 yıldır sektördeyim ana çalışma konularım; Marka, Marka Stratejileri, Marka Danışmanlığı, Marka Hikayesi, Kurumsal Kimlik, İnteraktif Pazarlama, Sosyal Strateji ve Pazarlama’dır. Cesur markaları kalplerde ve satışlarda büyütmek için kollarımı sıvadım destek almak için aramanız yeterli.

İlgili Makaleler

8 Yorum

  1. Merhabalar Haldun Bey,

    Değerli bir yazı teşekkür ederim ama bir sorum var tüm yazıda benim tarafımda yanıtsız kalan
    Örneğin markamın adı “Gelişim” ama logomda “Gelişim altında kids” yazması normal mi değilse neler problem yaratır bize.

    Teşekkürler

  2. Logo ve marka hakkında güzel tespit “Marka”, yüzeyin üstünde ve altında her şeydir.” bu söze bayıldım hocam. Yazılarınız çok faydalı çok teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Başa dön tuşu
Haldun Yıldız Instagram
Instagram Hesabımı Takip Et, Yeni İçerikleri Kaçırma!
Takip Et
Yeni İçerikleri Kaçırma!
Takip Et