Aristo yaklaşık 2500 yıl önce beş duyuyu tanımladığında ilk saydığı duyu görme idi. Binlerce yıl sonra artık biz ona görsellik diyoruz. Hepimizin bildiği gibi Görsellik: biçim, renk, ton, derinlik, doygunluk, hareket olarak algılansada beyine hepsi aynı anda koordineli bir şekilde işlenir.
Görselliğin ifade edilmesi ilkel insanların mağara duvarlarını süslemesiyle başladı. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte mağara duvarlarının yerini televizyon, radyo, bilgisayar gibi kitle iletişim araçları aldı. Görselin medyayla birleşmesiyle kültür ve yeni anlamlar ortaya çıktı. İletişim sürecinin yaşanması için en az iki kişi gerekirken görsel iletişim de tek başına da yaşanabilir.
Bugün yaşadığımız kültür, instagram postlarından, sokakta ki trafik lambalarından sokak mobilyalarına, Tv’den reklamlara ve daha çok geniş bir çerçeveye yayılmaktadır. Görsel kültürün en önemli taşıyıcısı konumunda olan imajlar, sınırların ötesine geçmekte ve farklı toplumlar tarafından algılanabilen everensel bir dildir.
* Ressam Rene Magritte “Pipo” adlı ünlü tablosunda resmin altına “Bu bir pipo değildir” yazıyordu. Buradaki mesaj görsel dilin, diğer diller gibi dolaysız bir yapsının olmasını anlatıyordu. O yüzden deriz “ Sana mı inanayım, gördüğüme mi?” Görsellik karar vermede yazılanların ve sesler ile kıyasladığımızda ciddi bir oranla lider konumdadır.
Kitle iletişim araçlarının verdiği sonsuz imkanlarla görsel bir çağ yaşamaktayız. İlk varlıktan itibaren insanoğlu görselliğin bu kadar yoğun kuşatması altında kalmamıştır. Daha çok ‘göz merkezli’ bir çağdayız da diyebiliriz. Yaşadığımız görsel çağda görüntüler, imgeler insanları tümüyle etkisi altına almış durumdadır. İnsanlar artık duygularını düşüncelerini kısaca kendilerini artık imgelerle ifade eder hale geldi. Bunun en temel nedeni teknolojinin baş döndüren hızı ve kitle iletişim araçlarıdır.
“İmgeler maden cevheri gibi kazılıp çıkarılan şeyler değil, belli bir sosyo-kültürel ortam içerisinde belli bir işlev görmesi için inşa edilen şeylerdir.” Richard Leppert
Günümüzden geçmişe doğru gidildikçe insanlar, iletmek istedikleri mesajı yazılı dile dökmeden önce imgeler aracılığıyla iletişim kurmuşlardır. Bu iletişim Sosyal ihtiyaçlar doğrultusunda kurulan bir iletişimdir.
İnsanlığın okuma-yazmasının olmadığı ve çevresiyle ilgili basit bir yaşamı bulunduğu tarih öncesi dönemlerde, imgelerin hep insan eliyle üretildiği ve taş yüzeylere resmedildiği bilinmektedir. Yaklaşık 15 bin yıl önce İspanya Altamira mağarası ya da Lascoux mağarasında bulunan hayvan resimleri büyüsel amaçla kullanılmaktaydı; yani imgelerin, onları doğal ve gerçek güçlere karşı koruduğuna inanılmaktaydı (Gombrich, 1976).
Görsel Dil’in Görsel Kültür ile ilişkisi nedir?
İmge, Görsel Kültür çalışmalarının merkezinde yer alır. İmgeler bize asıl dünyayı değil, dünyalardan bir dünya gösterir. İmgeler, asıl gösterilen şey değil, bunların temsilcileridir. Bu bağlamda imge, zihinde var olan bir durumun ya da olgunun somut bir hal almasıdır. İmgeler, ortaya konulduğu kişinin ve toplumun yüklediği bir anlamı aktarmak amacındadır.
Görsel Kültür
Görsel Kültür, temelde, görsel olanın sosyal yapılanmasıdır. Görülen ve görülmek istenen şeyler, doğal yeteneğin bir parçası değil, sosyal, kültürel ve tarihsel sürecin bir parçasıdır. Görsel kültür sanat tarihini imgelerin tarihine dönüştürür.
Görülmeyen imgeleri anlamlandırarak somutlaştırır. Bilginin, kimliğin, inançların ve hayal gücünün oluşumu ile süregelen tarihsel ve toplumsal süreçlerle yakından ilgilidir. İnsanların yaşamlarını biçimlendiren düşünceleri ve öyküleri temsil etmesi açısından önemlidir.
Aynı zamanda da; “Görsel olan” görülebilen ve estetik bir amacı olan şeydir.
Kültürel olanın en geniş tanımı, ‘görsel kültür’ teriminden de anlaşılacağı gibi, ‘bir grup insanın günlük amaçları ve uygulamaları veya yaşam şekilleri’ ya da ‘birden fazla kimseye anlamlı gelen herhangi bir şey’ olabilir. Örneğin Orta Çağ‘daki eserlerde Tanrı kavramı ve dinsel konular abartılı bir şekilde ele alınırken, Rönesans‘ta ele alınan konunun insan olduğu ve üslubun daha da sadeleştiği görülür Bir bakıma sanatın sosyolojik boyutunun irdelenmesidir.
Bu bağlamda neredeyse her dakika her saniye maruz kaldığımız reklamlardan ilerlersek, dil ve imgelerin anlamı sonuçta hedef kitlesiyle iletişim kurmaktır. Reklamlarda süreç, görsel ve sözel metnin birbiriyle iç içe girmesiyle gerçekleşir. Bu süre gerçekleşirken kullanacağınız görsel dilin görsel kültürle örtüşmemesi gibi bişey düşünülemez.
Kısaca, bakmak ile görmek arasında ki fark görsel kültürün bilgeliği ile gerçekleşir.
Kaynak: * Reklamın Dili Kitabı / Uğur Batı. * https://prezi.com/ov1puiwtx8lr/gorsel-kultur-nedir./
Harika bir içerik olmuş hocam artık bu tarz içerikler yazmıyorsunuz takip ettiğim kadarıyla. Bu gibi içeirklerin devamını istiyoruz hocam. Ellerinize sağlık.
Kıymetli yorumunuz için çok teşekkür ederim Salihan Hanım, evet farkındayım ve en yakın zamanda bu tarz içerikler yazacağım takipte kalmaya devam edin.